MESUT YETER: TANIŞTIĞIM UĞUR MUMCU

Terörü araştırırken, teröre kurban gitti. Saygıyla anıyorum.

Mesut YETER / AYPA.de için ilk defa kaleme aldı

24 Ocak 1993 tarihi benim gibi yüzlerce kalem emekçisi gazeteciin asla unutamayacakları bir tarihtir. Bu tarihte sabah erken saatlerde ajansların “FLAŞ FLAŞ FLAŞ” olarak dünyaya  duyurdukları haberde, Türkiye’de araştırma gazeteciliğin açık ara efsanesi olan Cumhuriyet gazetesi yazarı Uğur Mumcu’nun , evinin önünde bugüne kadar hala faili tam olarak tespit edilemeyen hain ellerin arabasının altına koyduğu bombanın patlaması sonucu hayatını kaybettiğini duyuruyorlardı.

Haber, gerek Türkiye’de gerekse dünyada resmen bomba tesiri yaratmıştı. Uğur Mumcu ustamızın şehit edilmesinden ziyade, üzerinde çalıştığı dosyanın, diğer tanımla bitirme aşamasında olduğu kitabın akıbeti sorgulanıyordu .

Suikastin olduğu tarihte, İstanbul Kasımpaşa’da  rahmetli polis memuru amcamın evinde sabah kahvaltısına oturmuştuk. On gün önce bir aylık bedelli askerlik görevimi tamamlamış, Berlin’e dönmek için İstanbul’a gelmiştim. Bir kaç gün önce kendisini Cumhuriyet gazetesi İstanbul merkezinden telefonla aramış, hazırlamakta olduğu son kitabı için, Berlin’de konuştuğumuz gibi arşivimdeki  belge ve bilgileri paylaşabileceğimi söylemiştim. Sekreteri Ankara’da olduğunu söyledi. Ama mutlaka aratacağını iletti. Gerçekten de bir kaç saat sonra evin telefonu çaldı ve konuştuğum sekreter hanım, gelecek hafta içinde Uğur Mumcu’nun İstanbul’a geldiğinde mutlaka benim ile görüşmek istediğini iletmişti. Ben de hafta sonu hazırlık yapmış, randevu için haber bekliyordum. Bu görüşmenin öncesi vardı. Mumcu usta, bir kaç ay önce Avrupa seyahatine çıkmış, “Kürt Dosyası” adını verdiği kitabı için bilgi ve belge topluyor, bunun yanı sıra, terör örgütünün silahlı faaliyetini  tasvip etmeyen ılımlı Kürt muhaliflerle görüşüyordu.  Berlin’e de uğradı. Haber kaynaklarıyla yaptığı görüşmelerden sonra, dönemin Berlin Başkonsolosu Nuri Yıldırım tarafından onuruna verilen akşam yemeğine katılırken, protokol gereği, Berlin’de görev yapan Türk basın mensuplarıyla da birlikte oldu. Meslektaşların olduğu ortamda, güncel konular başta olmak üzere, 1. Körfez Savaşı ABD’nin bölgeyi dizayn etmek için sert hamlesi, Türkiye’nin de hedef ülke konumu, ayrılıkçı şiddet olarak tanımlanan PKK terörü konuları üzerinde durduk sohbet esnasında. Rahmetli Usta, bu esnada benimle başbaşa kısaca görüşmek istediğini söyledi. Sohbet esnasında vurguladığım bazı konular dikkatini çekmişti. Sağolsun, Başkonsolos Yıldırım, kançılaryada (Resmî temsilcilik konutu) müsait bir ortam oluşturarak, görüşmemizi sağladı. Detayları bende “Sır” kalacak görüşmede notlar aldı.  Sorular sordu. Bazı bilgiler karşısında mimiklerinden şaşırdığını farkettim. Belgelerle desteklenirse, kitapta kullanacağını söyledi. O dönemde Anadolu Ajansı’nın Berlin temsilcisi idim.  Ajans muhabirliğini bilenler bilir, yazılı, görsel ve sesli tüm abone medya kuruluşlarının gözü kulağı gibisiniz. Hemen her yerden bilgi, belge yağar. Tasnifi becerinize kalmıştır. Bunların arasında, hükümet ve devlet dairelerinden elde ettikleriniz olduğu gibi, yabancı devlet servislerinin terör örgütüne Türkiye düşmanlığını teşvik edercesine verdiği profesyonel destekleri açıklayan iç hizmet yazışmaları gibi hayati belgeler mevcut idi. Teşkilât içi çekişmeler veya hükümetlerinin politikalarını eleştiren görevliler aracılığı ile sızdırılan belgeler, pimi çekilmiş bomba gibi idi. Patlarsa, ülkeler krizine yol açacak nitelikte değerlendiriliyordu. Bazılarını haber haline dönüştürmüştüm. Hatta o dönemlerde Alman iç istihbaratının, terör örgütünün Bekaa vadisindeki  merkezine giderek görüşmeler yaptığını, Almanya genelinde, Alman toplumuna zarar vermemeleri için pazarlıklar yaptıklarını haber olarak yazmıştım. Buna benzer bilgileri rahmetli Mumcu’ya verdikten sonra, Aralık ayında bedelli askerlik için geleceğimi ve o tarihlerde kabul ederse daha kapsamlı bilgi ve belge paylaşabileceğimi söyledim. Çok memnun oldu ve mutabık kaldık. Ancak, alçak ve hain eller büyük ustayı bizlerden kopardı. Tekrar görüşmek kısmet olmadı. Nur içinde yat değerli büyüğüm Koca Usta…

© Çizgi / Erdoğan Karayel
Fotoğraf: Süleyman Selçuk

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*