KORONA, NE YAZIK Kİ BİR BÜYÜK ÇİZGİ USTASINI DAHA ARAMIZDAN ALDI
ÜNLÜ GRAFİKER YÜKSEL ERTAN’I 84 YAŞINDA KAYBETTİK (1936 – 2021)
Hüseyin İşlek / HAYPA.de
Sözün bittiği yerdeyim! İlk okuduğumda ve duyduğumda, ATGB’nin Berlin’deki yeniden yapılanmasının öncülerinden AYPA Haber Ajansı Genel Yayın Yönetmeni Ali Yıldırım’ın bizleri de etiketlediği Facebook sayfasındaki paylaşımını gördüğümde ne düşündüm bilemiyorum. Yazmalıyım düşüncesi geldi aklıma ilk olarak sanıyorum! Ali Yıldırım da beni yüreklendirince, bu satırlar çıktı ortaya, bağışlayın! İçimden geldiği gibi yazdım, gözyaşlarımı tutamadan…
NE DİYECEĞİMİ BİLEMİYORUM! ANİDEN GİDİVERDİ YÜKSEL ABİM…
Ne diyeceğimi bilemiyorum ama yazmalıyım. Yılbaşından bu yana söyleşi yapmak için randevu almak istiyordum sevgili Yüksel Ertan abimden, bunun en canlı tanığı bana bu söyleşide eşlik etmek isteyen Ali Yıldırım’dır. Ancak Yıldırım, yılbaşından bu yana beni geciktirdi. Demek ki kısmet değilmiş. Koronanın en tehlikelisine yakalanmış Yüksel abi. İngiltere mutasyonlusu yani. Hani derler ya “Üç günde gitti” diye, işte öyle birşey oldu. Veda bile edemeden, helalliğini bile alamadan gidiverdi aniden Yüksel abim… Yarım asırdır günlük, aylık ve yıllık iş planı tutarım, bilenler bilir. Randevu talep edilecekler takvimimde halen duruyor ismi, söyleşi yapacağım yaklaşık 10-15 kişi arasında onun adı halen duruyor, anlatması güç. “Bugünün işi yarına bırakma!” diye bir söz var. Keşkelere sığınmak istemiyorum. Dün sabah ağlayarak uyandım. Doğduğum, büyüdüğüm mahallemden üç dostumu kaybettim dün sabah. Bu sabaha Yüksel abiye gözlerim nemlenerek uyandım yine, ne diyeyim? Sesim, soluğum kesildi.
KALEMİ SUSTU, PARMAKLARI SUSTU VE ÖZVERİYLE ÇİZDİĞİ TÜM KAHRAMANLARI SUSTU
Kalemi sustu, parmakları sustu ve özveriyle çizdiği tüm kahramanları sustu. Sevgili Yüksel abi ile kimleri kaybettik bilemezsiniz. Ne kadar kahramanımız bize veda etti, hayal bile edemezsiniz. Köylü kızlar sustu, çocuklar sustu ve tüm 23 Nisan çizgileri öksüz kaldı. Modern Nasreddin Hoca’yı bir kez daha kaybettik, başımız sağolsun. Unutulmaz nüktelerin, o eşsiz gülücüklerinle seni çok özleyeceğim Yüksel abi ve belki yaşadığım sürece içimdeki eziklik, kırgınlık ve pişmanlıklarla özleyeceğim seni mahşere kadar, bizler de yanına gelene kadar. Tarifsiz acılarım var. Mekanın Cennet olsun, ışıklarla, alkışlarla ve tüm kahramanlarımla uyu sonuna kadar.
YÜKSEL ERTAN’IN KISA YAŞAM ÖYKÜSÜ
1960’larda daha genç yaşlarda Ülker’in logosunu çizer ve 1970’li yıllara kadar çok sayıda Ülker ürününün ambalajlarının çizimlerini yapar, 1936 yılında İstanbul’da doğan grafik ve illüstrasyon ustası Yüksel Ertan. 1952 yılında Akbaba adlı mizah dergisinin karikatür yarışmasında dereceye giren Yüksel Ertan, ardından çizim ve grafik çalışmalarını profesyonelce yürütmeye başlar.
Ertan, 1954 yılında ‘And Film’ adına Nasreddin Hoca filminin animatörü olarak görev alır ve ardından kısa bir süre Güzel Sanatlar Akademisi’ne devam ettikten sonra 1960’lı yıllardan itibaren kendi atölyesini kurarak Türkiye’de özel sektörde birçok şirketin kurumsal logo ve reklam grafik çalışmalarını yürütür. 1966-1970 yılları arasında başta Ülker’in logosu olmak üzere 100’den fazla ambalaj ve gazete reklamının grafik tasarımlarını yapar. Bu dönemde Ülker reklamlarında kullanılan “Ülker’siz çay saati düşünülemez” sloganını da Yüksel Ertan bir reklam tasarımı için geliştirir.
1992’de yılında Media Grafik’in davetlisi olarak Almanya’nın Köln kentine gelir ve cd kapakları çizmeye başlar. Köln’e yerleşen Yüksel Ertan, ardından 1993 yılında Berlin’e taşınır ve 40 yılın üzerinde Almanya’da birçok Türk şirketinin grafikeri olarak kurumsal çizimlerini yapar. AYPA.TV’de çalışmaya başlayan Yüksel Ertan, televizyon yayınlarında çizerek çocuklara anlattığı Nasreddin Hoca hikayeleriyle, yeni nesle Türk mizah ustalarını tanıtarak, bir anlamda Türkiye adına Kültür Elçiliği de yapar. Birkaç yıl öncesine kadar başkent Berlin’de yüzbinlerin katılımıyla görkemli bir şekilde düzenlenen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramlarının sahne dekorlarını da Yüksel Ertan çizerdi. Çizdiği sevimli köylü kızları, geleneksel folklorik desenli giysileriyle sadece kartpostalları değil, parlamento binalarını da süsleyerek Ertan’ın arkasından unutulmayacak hatıralar bıraktı. Erken aldı ölüm onu bizden…
DOSTLARI ONA ÇİZGİLERİ, ANILARI VE BİRLİKTE YAŞANMIŞLIKLARI İLE VEDA ETTİLER
Ali Yıldırım: KÖYLÜ KIZLAR, NASREDDİN HOCA, ÇOCUKLAR ÖKSÜZ KALDI… IŞIKLAR YOLDAŞIN OLSUN SEVGİLİ YÜKSEL ERTAN… Berlin – 04.04.2021 – 23:30
KORONA, NE YAZIK Kİ… BİR BÜYÜK ÇİZGİ USTASINI DAHA ARAMIZDAN ALDI. YÜKSEL ERTAN (1936-2021)
Erdoğan Karayel: Boğazım düğüm düğüm. Geçtiğimiz sene yitirdiğimiz ve acısını hala yüreklerimizden atamadığımız FARUK ÇAĞLA ile geçtiğimiz hafta yitirdiğimiz ASUMA KÜÇÜKKANTARCILAR’dan sonra yine bir büyük çizgi ustasını daha aynı hastalıktan kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz… Uzun yıllardır Berlin’de yaşayan, bizim kuşağın çocuk yaşlarda kartpostallardan anımsadığı o şirin köylü kızlarının ve Nasreddin Hoca’nın yaratıcısı büyük usta ve değerli ağabeyim YÜKSEL ERTAN’ı bu gece saat 23.30 sularında kaybettiğimiz haberini aldık... “Çizgiyle Konuşanlar” programı için bir tarih belirleme aşamasındayken bu zamansız kaybını kabullenmek ne kadar zor ve üzücü… “Hey Çocuklar” dergisi konusunda beni her zaman yüreklendiren… kendisinin başladığı çocuk dergiciliğinin bayrağını bana teslim ettiğini ve bu işi çok iyi yaptığımı, tarihe unutulmayacak bir eser bıraktığımı her fırsatta dile getiren güzel yürekli Yüksel Ağabeyim ışıl ışıl uyu… Işıltın tüm sevenlerin ve çizgiye gönül verenlerin yolunu aydınlatsın…
Rıza Şahin: 23 Nisan Çocuk Bayramı’na çok emeği geçmişti. Bizler için her milletin milli giysileri ile Çocuk figürleri yapmıştı.
Avrupalı Türklerin, resmin, özgün logoların, sevenlerinin başı sağolsun. Çok üzgünüm! Çok! Gerçekten çok değerli bir büyüğümüzü kaybettik. Can ağabeyim Yüksel Ertan mekanın cennet olsun… Bir süredir seni ihmal ettiğim için beni bağışla ve hakkını helal et.. Yüksel ağabey..
Üzüldüm… Grafiksel’in sahibi Yüksel Bey… 1981’de İstanbul Reklam’ın karşı köşesindeki ofisinde tanışmıştık. Bana iş teklif etmişti, ben de bir arkadaşımı yönlendirmiştim. Arkadaşım çok mutlu olmuştu. Pratik çözümleri olan bir usta olarak anlatmıştı… Mekanı Cennet Olsun
Serdar Hızlı
Ah Yüksel abiciğim, ah! Yokluğuna nasıl alışacağım bilemem… Tam 32 yıl bana hem ağabeylik, hem babalık, hem arkadaşlık ettin. Hayatım boyunca senin kadar iyi insan çok az tanıdım. O kadar çok şey paylaştık ki seninle. Allah rahmet eylesin, mekanın cennet olsun abiciğim… Ah be Yüksel abiciğim… Hem insan olarak, hem sanatçı olarak dünya için çok büyük bir kayıpsın. Allah rahmet eylesin, mekanın cennet olsun abiciğim….
Hüseyin İşlek: Mekanın cennet olsun Yüksel Abi. Güle güle Yüksel abi seni hep böyle muzip, şakacı ve eğlendiren yüzünle anımsayacağım. Şöyle arşivime bir baktım ne kadar çok resmin varmış, seninle söyleşi yapacak, çoğunu paylaşacaktım önce paylaşacaklarımı seninle paylaşarak. Unutulmaz ‘23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramı’ kutlamalarında Nasreddin Hoca olarak, Çocuk Parlamanetosu’nu seninle birlikte Avrupa Parlamentosu’na taşırken ve daha neler neler! Ünlü bir söz var “İnsanlar sadece yaptıklarından değil, yapamadıklarından da sorumludur” der, şimdi seninle yapamadığım o söyleşinin sorumluluğunu taşıyacağım yaşadığım sürece, bağışla beni. Benden yana hakkım helal olsun, sen de bana geçen haklarını helal et. Seni ve eserlerini nerelere taşımadık ki? Berlin Eyalet Parlamentosu’ndan, Federal Parlamento’ya kadar ve hatta Avrupa Parlamentosu salonlarında bile hep sen yanımızda ve arkamızda oldun. Senin eserlerinle tanıttık kendimizi onlara, senin çizdiğin 23 Nisan çocuklarıyla, seni unutmak mümkün değil sevgili Yüksel abi, güle güle…
VE FİNAL: GÜLE GÜLE YÜKSEL ABİ, SENDEN ÖNCE GİDENLERE BİZDEN DE SELAM GÖTÜR. IŞIKLARLA ALKIŞLARLA UYU
Bu yazı hazırlandığı dakikalarda defin yeri, saati ve günü henüz kesinleşmediği için burada o konuda bilgi yazamadım. Gelişmeleri HAYPA.de ve Facebook sayfam ile Ses Dergisi Facebook sayfasından paylaşacağım.
Fotoğraflar: Hüseyin İşlek, Münir Bağrıaçık ve ÜLKER
Çizgi: Erdoğan Karayel
İlk yorum yapan olun