YENİ YILDA DA BERABERİZ

Münir Bağrıaçık / DieGazete.de

ATGB üyesi Berlinli gazeteciler yeni yılın ilk toplantısında yine Türk Alman İşverenler Birliği TDU’da buluştu. Avrupa Türk Gazeteciler Birliği ATGB’ye üye Berlinli gazetecilerin her ayın ikinci Pazartesi günü düzenlediği 2021 ilk üye toplantısında ATGB Berlin Temsilcisi Ali Yıldırım’ın “Hoş geldiniz” konuşmasının ardından gündeme geçildi. “Yeni yılda da beraberiz” mesajı verilen toplantının gündeminde yer alan ATGB Berlin WhatsApp Grubu, Berlinli Gazeteciler Facebook Grubu ve Berlinli Gazeteciler Facebook Sayfasının kullanım şartları tartışıldı, uygulamada giderilmesi gereken konular ele alındı. Çoğunluk tarafından kabul edilen uzlaşmayı ATGB Berlin Temsilcisi Yıldırım şöyle özetledi: “ATGB Berlin WhatsApp Grubu”nu günlük haberler ile doldurmayalım, burada sadece önemli özel haberler ve mesleki yazışmalar yer alsın!

Ayrıca ATGB üyesi Berlinli gazetecilerin Türkçe konusunda daha hassas davranmaları için kurulan ve yeni katılımlarla üye sayısı 6’ya ulaşan “ATGB Üyeleri Hata Yapmamalı – Hatasız Türkçe Çalışma Grubu” çalışmaları ile WhatsApp ve Facebook’taki son gelişmeler masaya yatırıldı. ATGB Genel Kurulu için hazırlık, tüzük değişikliği önerileri, yeni bir tüzük hazırlanması ve geliştirilmesi için kurulan çalışma grubunun da konuşulduğu toplantıda ayrıca “24 Ocak – Uğur Mumcu ” anma günü, Berlinli gazetecilerin yayın ve gazetecilik sorunları ile “Berlin Basın Müzesi ve Arşivi” konularında neler yapılması gerektiği konusunda üyeler görüşlerini dile getirdi.

“Berlin Basın Müzesi ve Arşivi” konusunda bir büyük destek de Dr. Cem Dalaman’dan geldi. Halen Berlin-Brandenburg Radyo Televizyon Kurumu RBB Abendsachau’nun beş redaktöründen birisi olan Dr. Cem Dalaman, arşiv konusunda toplantıya sesli mesaj gönderdi. İki binli yıllarda RBB (SFB) Multikulti Türkçe yayınlarının şefi olan Dr. Cem Dalaman, kendisinden önce görev yapan ve radyonun kurucuları arasında yer alan Erkin Özgüç, Aras Ören ve Atife Öztürk’ün radyodaki çalışmaları ile ilgili fotoğrafları bağışlamak istediğini bildirdi.

Geçmişe vefa

Yeni senenin ilk toplantısına katılamayan Ayşen Meliha Karaman ve Mesut Yeter’den telefon ve görüntülü mesaj alındı. Toplantıda ilk olarak Berlin’deki ilk Türk gazetecilerden İsmail Karaman anısına radyocu, gazeteci ve sosyal medya fenomeni kızı Ayşen Meliha Karaman duygulu bir konuşma yaptı. Karaman telefon bağlantısında babası İsmail Karaman hakkında şunları söyledi; “Öncelikle gazeteci büyüklerime, Ali Yıldırım’a meslektaşlarımın her birine aynı özeni ve değeri gösterdikleri, saygı ve rahmetle andıkları için teşekkürler. Birinci neslimize emek vermiş, her biri birbirinden kıymetli bütün gazetecilerimizi saygı ve rahmetle anıyorum. Evet, yine birinci nesilden değerli bir gazeteci olan canım babacığım İsmail Karaman’ı her sene kendi radyo programım “Ayşenli Dakikalar”da saygı, sevgi, özlem ve rahmetle anıyorum. Ama bu kez vefatının on yedinci yılında siz meslektaşlarımla birlikte anmak müthiş bir duygu.”

Türkçemize sahip çıkmalıyız

Yedi yaşında babasını kaybeden İsmail Karaman’ın annesi ve ağabeyi ile birlikte hayat mücadelesi verdiğini belirten Ayşen Meliha Karaman “Vatani görevini yaptıktan sonra Almanya’da çalışmak için başvurur. Ardından Berlin Tempelhof havalimanına inerek o da “Alamancı” olur. Gündüzleri fabrikada çalışan İsmail Karaman, Almanca öğrenmek için akşam okullarına gider ve çocukluk hayali olan gazeteciliği de dışardan okur. Aynı zamanda Alman gazetesinde bir yıl staj yapar. Hedefi yine vatana dönmektir aslında. Ama bu arada evlenmiş ve çocuğu olmuştur. Sanki bugünleri öngörerek “Biz dönmek için geldik, ama artık buralıyız!” “Türkçemize sahip çıkmalıyız!” der. Ardından, Hürriyet gazetesi Berlin bürosu açılmadan yedi yıl önce harekete geçer. İlk üç yıl kimse ciddiye almaz, dalga geçer. Sonrasında ise dört yıl ayrı emek ve mücadele vererek temeli sağlamlaştırır. Yanına kendisine inanan iki gazeteci arkadaşını da alarak Hürriyet Berlin bürosu açılır. Açılmadan kısa bir süre önce de “Türkiye’den gazeteciler gelmeli” der. Yine emek verir, zaman harcar ve büyük mücadeleler sonunda bunu da başarır. Ülkemizden kıymetli gazeteciler de kadroya katılır. Ardından Tercüman gazetesi Berlin bürosu açılmış. Ama bu sefer tecrübeli olduğu için kolay olmuş. Dünya, Hürriyet (Frankfurt, Berlin), Tercüman ve Günaydın gazetelerinde mesleğini icra eden Karaman, Cumhurbaşkanı, başbakan, belediye başkanları ve özel isimlerle de röportajlar yapar. Daha sonra Türkiye’den gelen meslektaşlarının önünü açmak için magazine yönelir.”

Zor sorular sormuştur

Ayşen Karaman babası ile ilgili kendi anısını da şöyle anlattı: “TDU 2019 bayram resepsiyonunda yabancılar eski sorumlusu Barbara John soy ismimden dolayı “İsmail Karaman’ın nesi oluyorsunuz” diye sordu. “Kızıyım” cevabını duyduğunda ise “Söyleşi yaptığı kişiyi onore eden, saygı duyan bir gazeteciydi. Zor sorular da sormuştur. Babanızın sorularına severek cevap vermişimdir…”

Doğum gününde toprağa verildi

Ayşen Meliha Karaman babası İsmail Karaman ile ilgili anılarına şu bilgileri de vererek devamla etti: “Berlin’in ilk Türk fotoğraf stüdyosu Foto Studio Karaman’ı açan İsmail Karaman, gazeteler için hem fotoğraf çekip banyosunu yaptırır, hem de çeşitli yazı ve makale hazırlardı. Aynı zamanda düğün fotoğrafları ve Türkiye’den akın akın gelen sanatçılar için imza günleri düzenler ve Yeşilçam filmlerini kiraya verirdi. Gazeteci, sunucu, kameraman ve iş adamı olan Karaman annesinin rahatsızlığı dolayısıyla sık sık Bolu’ya gider. Baktı olmuyor stüdyoyu kapatır. Sonrasında bakıcı sorunu olduğundan anneciği için memlekete döner ve sekiz yıl babaanneme bakar. Babaannem de kollarında vefat eder. 16 Ocak 2004 tarihinde önce babasını sonra annesini kaybettiği yatakta Bolu Salıbeyler Köyü’nde hayata gözlerini yumar. Doğum günü olan 18 Ocak 2004 tarihinde de toprağa verilir. Bugün hayatta olsaydı 85 yaşında olacaktı. Bu dünyadan birinci nesilden çok değerli bir isim, gazeteci İsmail Karaman geldi, geçti. Bana gazeteciliği, mikrofonu sevdiren hem gazeteci büyüğüm, hem atam babam. Canım babacığım, nurlar içinde yat. Saygı, minnet, özlem ve rahmetle.”

Ağzı olan konuşuyor

Ardından Berlin’in duayen gazetecilerinden Mesut Yeter ile görüntülü sohbet gerçekleştirildi. Bir süre önce hayata veda eden annesi Hacı Belkıs Yeter’i toprağa vermek için Amasya’da olan, bu nedenle toplantıya katılamayan Mesut Yeter, Amasya günlerini anlattı. Sokağa çıkma yasakları nedeniyle bol bol kitap okuduğunu belirten deneyimli gazeteci Mesut Yeter, haberleri izlememe ve gazete okumama nedenlerini ve ülkenin içinde bulunduğu durum hakkında gözlemlerini aktardı. Mesut Yeter annesinin vefatında yanında olan meslektaşlarına teşekkür etmeyi de ihmal etmedi.

“Medyanın Canlı Tanıkları”nda Ali Sönmez kendi tecrübelerini ve medya anılarını anlattı

ATGB üyesi Berlinli gazeteciler tarafından düzenlenen toplantıların vazgeçilmez gündem maddesi “Medyanın Canlı Tanıkları”nın Ocak ayı konuğu gazeteci Ali Sönmez oldu. Gen araştırmasında 8 bin yıllık geçmişini bulduğunu belirten Ali Sönmez Gaziantep’te başlayan tiyatro oyun yazarlığından, köşe yazarlığına, Al-Gül’den, Ha-Ber.com ve KADINCA.TV’ye kadar yazarlık, gazetecilik ve dernekçilikle ilgili anılarını anlattı. Babasının 1969 yılında Almanya’ya, ardından Berlin’e geldiğini belirten Ali Sönmez, babası Mehmet’in 1974-1976 yılları arasında mesleki eğitim alarak kısa bir süre gönüllü yedek polislik (Freiwillige Polizei-Reserve) yaptığını da söyledi. Berlin’de ilk Türk kökenli polis olan babasının, toplum baskısı nedeniyle bu görevinden istifa ettiğini anlatan Ali Sönmez, kendisinin de 1974’de Almanya’ya geldiğini, ardından geri döndüğünü dile getirdi: “1980 yılında Berlin’e tekrar geldim. Uçakta büyük usta Neşet Ertaş ve Öztürk Serengil ile aynı uçakta yan yana oturuyordum. Onlar “Türkischer Basar”da dükkan açtılar. Daha sonrasında bir çok kez Neşet Ertaş başta olmak üzere, Arif Sağ ve Musa Eroğlu ile birlikteliğim oldu. Hatta bin beş yüzden fazla türkü kaseti koleksiyonumu gören Musa Eroğlu, “Bu arşivi değerlendirelim, ya da TRT’ye teklif edelim” demişti.

Babasının hastalığı tıbbi araştırmalara yöneltti

Babasının alzaymır hastası olmasından dolayı, hastalığın bilimsel eğitimini aldığına da değinen Ali Sönmez, ilk yardım uzmanlığından, ilk yardım hocalığına, beslenme uzmanlığından hijyen ve bulaş konularına kadar bir çok alanda eğitim aldığını ve doçentlik yaparak ders verdiğini de dile getirdi. Sönmez; “İlk yardım konusunu Türkçeye çevirdim. Amacım işyerlerine asılması ve vatandaşlarımızın öğrenmesiydi. Ardından İngilizce, Almanca, Arapça, Kürtçe ve Farsça çıkardım. Ama devletten ya da kurumlardan hiçbir destek alamadım. Sponsor da bulamadım. Bu ülkede çok az insan yabancı olarak kendi dilinde yeterli bilgiye sahip olabiliyor. Kaynak ve yeterli çalışan da yok. Bu alandaki çalışmalarımda birçok kez ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve ayrımcılıkla karşı karşıya kaldım. Ama bu konuda çalışmalarımı yılmadan sürdürüyorum ve bilgilerimi gençlere öğretmekte kararlıyım. Halen de bir akademide öğretim görevlisi olarak çalışıyorum” şeklinde konuştu.

46 yıldır yazıyorum ama hiç para kazanmadım.

Gaziantep’te 1974 yılında “Doping” oyununu yazdığını ve sahnelendiğini ifade eden Ali Sönmez şöyle devam etti: “Yazarlık öyle başladı. Muzaffer İzgü, Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz ile büyüdüm. Şimdi yazılarımda o ekolü devam ettirmeye çalışıyorum. Yazılarımda “kara mizahı” yaşatmaya çalışıyorum. Mizahi alanda ve Anadolu Türkçesinin o engin deyimlerini günümüze uyarlayarak “kara mizah” yazılar yazdım. Bu alanda çalışmalarımın yanı sıra Aleviliğin felsefi ve sufi yönlerini insanımıza aktarmaya çalışıyorum. 1993 Sivas olaylarından sonra alevi kökenli olduğum için Hıdır Ali Bingöl ile Al-Gül dergisini çıkarmaya başladık. Şu ana kadar çeşitli konularda 500’den fazla makalem var. Türk Edebiyatı’ndaki terimlerin, bilinmeyen unutulmuş sözlerin ya da eylemlerin hayat bulmasını sağlamaya çalışıyorum. Haberci ya da gazeteci değilim. Ama az önce altını çizdiğim kara mizah ekolünün sürdürülmesine yönelik çaba sarf ediyorum. Bu arada Almanya’da henüz Korona ile tanışmamışken, dünyayı ne büyük bir tehlikenin beklediğini, hem ülkelerin, hem de bireylerin, ne gibi önlemler alması ve nelere dikkat etmeleri gerektiğini, hijyen kurallarını yazdım. Ancak bugüne kadar hijyen ve salgınla ilgili Almanya ve Berlin sınıfta kaldı.”

Can Vital Pflegedienst & Can Vital Tagespflege’den maske hediye
Toplantıya katılan medya mensuplarının “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü”nü gönderdiği bir mesajla kutlayan Can Vital Pflegedienst & Can Vital Tagespflege’nin sahibi ve müdürü Ayten Aslan, gazetecilere Koronavirüs’ten koruyucu KN 95 / FFP2 maskelerini hediye olarak gönderdi. Hediye maskeler mesleğin usta ismi ve ağabeyi Hüseyin İşlek tarafından gazetecilere dağıtıldı. Toplantıda, gazeteci ve kameraman Hikmet Tekemen’in davetiyle ATBG’ye yeni üye olan, Türkiye’de bir çok internet sayfasında köşe yazarlığı yapan, ressam Gülten Abacı da kendini tanıttı..

Medyanın canlı tanığı Ali Sönmez’in videosu Hikmet Tekemen imzasıyla:

Fotoğraflar: Hüseyin İşlek, Münir Bağrıaçık, Ayşen Karaman, Ali Sönmez ve AYPA

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*