Sivas’ta gerici ve ırkçılar tarafından Madımak otelinde gerçekleştirilen katliamda yaşamını yitirenleri anmak ve katliamı bir kez daha telin etmek için yüzlerce kişi Berlin’de bir araya geldi.
Berlin Alevi Toplumu BAT Cemevi, Almanya Alevi Gençlik Birliği BDAJ, Almanya Alevi Üniversiteliler Birliği BDAS öncülüğünde Dersim Cemaati, Sivaslı Canlar, Çorum, Berlin Hümanist İşverenler Birliği HUV e.V. , Gaziantep Çepnilileri, Tokat ve Çevresi Demokratik Aleviler Birliği, Al-Dersim Spor, Varto-Der, Bahadınlılar, Akdağ Dayanışma, Omcalılar, Erzincan Küçük Otlukbeli, Varto Görgü (Quirçik) Köyü, Ketenciler Köyü, Mirseyit ile İnstitute Ziwan u Kulture Kirmanci gibi yöre dernekleri ve kültür derneklerinin ortak çalışmasıyla 28. yılında Sivas katliamında yaşamını yitirenler anıldı.
Yüzlerce kişinin katıldığı ve Berlin-Kreuzberg Oranien Meydanı’nda dün gerçekleştirilen etkinliğe BAT Cemevi Yönetim Kurulu ile Cemevi bünyesindeki İnanç, Kadın, Gençlik ve diğer kurul temsilcilerinin yanı sıra bir çok yöre derneği, siyasi parti temsicileri ve AABF’den temsilciler katılarak destek verdi, konuşmalar gerçekleştirdi.
Sunuculuğunu BAT Cemevi 2. Başkanı İsmail Erol’un yaptığı ve katledilenler için bir dakikalık saygı duruşu ve Cemevi Semah ekibinin semahları ile başlayan etkinlikte platform adına Almanca ortak basın açıklamasını BDAJ üyesi Buket Aktaş okudu. 28 yıl önce aydın, yazar, sanatçılar ve semah dönen gençlerin Pir Sultan Abdal Şenlikleri’ne katılmak için Sivas’a gittiklerini hatırlatan Aktaş açıklamasında şu başlıklara değindi: „Türkiye’nin aydınlık yüzü olan bu insanlar paneller düzenleyip, konserler verip, semah döneceklerdi. Günler öncesinden Sivas’ta dağıtılan bildirilerle organize olan karanlık güçler, camilerde cuma günü verilen vaazlar ile, on binleri aşan kalabalığı galeyana getirip Madımak Oteli’ne saldırttılar.
“Devletin katliamıdır”
Madımak Oteli’nin içindeki o güzel insanlar, Türkiye’nin merkezinde 8 saat boyunca kurtarılmayı beklediler. Televizyonların naklen yayınladığı katliamı, Türk devleti bir türlü önleyemedi, önlemek istemedi. Devlet, askeriyle ve polisiyle 8 saat boyunca, ağızlarında salyalar akıtarak, Madımağı ateşe veren yobazları izlemekten başka hiç bir şey yapmadı. Ve sonuç itibariyle 2 Temmuz 1993 günü, 33 karanfil, 33 canımız ve iki otel görevlisi yakılarak katledildi. 2 Temmuz 1993 Sivas Madımak katliamı, Anadolu topraklarında vahşice işlenmiş din milliyetçiliği ekseninde gelişen bir devlet katliamıdır. Dönemin hükümeti, devlet adına bir insanlık suçu olan bu katliam karşısında özür dilemek bir yana, Madımak katliamını gerçekleştirenlerin çoğunun rahatça ortalıkta dolaşmasına, hatta yasal boşluklardan yararlanıp yurt dışına kaçmalarına göz yummuştur. Bu canilerden dokuzu Federal Almanya’ya gelip iltica etmiştir. Almanya’nın bu canileri koruyup kollaması ise başka bir utanç tablosudur. Bütün bunlar yetmezmiş gibi insana, sanata, düşünceye, inanca yönelik bu katliamı, insanlığa karşı suç olarak kabul etmeyip davayı zaman aşımına uğratmışlardır. O dönemin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, ‘Bu karar Türkiye’ye hayırlı ve uğurlu olsun’ diyerek duygularını dile getirmiştir.
“Katliamın zaman aşımı olmaz’”
Biz diyoruz ki, Madımak katliamı insanlığa karşı işlenen bir suçtur ve asla zaman aşımına uğrayamaz. Değerli Canlar, bugün Sivas şehitlerimizle beraber, Koçgiri’de, Dersim’de, Maraş’ta, Malatya’da, Çorum’da, Gazi’de, Gezi’de ve adını burada sayamadığımız nice katliamlarda hayatını yitiren bütün o güzel insanları saygıyla ve özlemle anıyoruz.
Ülkemizde yaşanan bu katliamlar, hiç bir zaman toplumsal vicdanı tatmin edecek biçimde araştırılmamıştır, yargı süreçlerinde gerçek nedenler ve sorumlular ortaya çıkarılmamıştır. Türkiye bu kitlesel katliamlarla hiç bir zaman yüzleşmemiştir. Halbuki toplumsal barış ancak ve ancak bu katliamlarla yüzleşerek gerçekleşebilir. Peki böyle bir yüzleşmeyi bugün iktidar olan AKP/MHP diktatörlüğünden bekleyebilir miyiz? Tabii ki hayır. Bırakın yüzleşmeyi, Alevilere karşı yeni provakasyon ve katliamlar planladıklarını bir mafya babasının ağzından öğreniyoruz.
“Birlik olmanın zamanıdır”
Canlar, medya, mafya, siyaset ve iş dünyasının bu kadar iç içe geçtiği bugünlerde, Alevileri daha zorlu günlerin beklediğini görmek için kahin olmak gerekmiyor. İçinden geçtiğimiz bu karanlık günlerde her zamankinden daha çok birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olduğu realitesini göz ardı edemeyiz. Bunun yolu ise farklılıklarımızı zenginlik olarak görüp, birlikteliğimizi ve örgütlü yapımızı daha da güçlendirmekten geçer. Gün, birlik olma zamanınıdır. Gelin katliamlara karşı, diktatörlüğe karşı, zulme karşı ve adaletsizliğe karşı güç birliği yapalım. Farklı etnik ve inançsal kesimlerin, toplumsal barış içinde, özgürce ve kardeşçe, demokratik bir ortamda yaşamasını istiyorsak, ezilenler olarak bunun mücadelesini hep birlikte verelim. Dersimleri, Maraşları, Çorumları, Sivasları bir daha yaşamak istemiyorsak, Pirimiz Hünkar Hace Bektaş Veli’nin dediği gibi: “Bir olalım, iri olalım, diri olalım!”
Özdemir: “Alman Resmi makamları üzerine düşen görevi yapmamıştır!”
Aktaş’ın açıklamasından sonra etkinlikte söz alan BAT-Cemevi Başkanı Dr. Yüksel Özdemir, 28 yıldır Madımak katillerinin serbest dolaştığını, bir kısmının Almanya’da ve Berlin gibi şehirlerde iltica ettiklerini hatta Alman vatandaşlığını aldıklarına dikkat çekerek şunları ifade etti: „Gerek Federasyonumuz gerekse Berlin Yönetimimizin resmi makamlara yaptığı girişimlere rağmen Alman makamlarının yeterli adımlar atmadığını görüyoruz. Bizler hep Türkiye’deki dosyaların Almanya’ya gönderilmediğinden şikayet ediyorduk, fakat bugün biliyoruz ki Federal Almanya Adalet Bakanlığı üzerine düşen görevleri yerine getirmemiştir. Bundan sonra bu çalışmaların yapılması ve bu katillerin hak ettiği cezayı alması için mücadele etmeye devam edeceğiz.“
Özdemir’in konuşmasının ardından Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu AABF Yönetim Kurulu Üyesi Avukat İbrahim Emre, BDAJ Başkanı Devrim Emre, Sol Parti Milletvekili Hakan Taş, Yeşiller Milletvekili Fatoş Topaç, SPD Milletvekili adayı Hakan Demir yaptıkları konuşmalarda Sivas katliamının devletin provakasyonu ile gerçekeleştirildiğini, sorumluların yıllarca korunduğunu ve Aleviler üzerinde sistematik bir şekilde asimilasyon politikalarının devam ettiğine dikkat çekerek, bu politikalara karşı birlik ve dayanışma mesajlarını dile getirdi. Bu arada Almanya Federal Parlamentosu eski milletvekili ve 29 bin üyeli BSB Derneği’nin Genel Başkanı Özcan Mutlu’ya sahnede kısa bir konuşma yapması için söz hakkı verilmemesi dikkat çekti.
Yapılan açıklamaların yanı sıra anma etkinliğinde Çağdaş Arslan, Birsen Ak ve Aliekber Akşahin, İhsan Özgür, Mustafa Yeşilyurt gibi sanatçı ve müzisyenler katliama ilişkin bestenelenen eserler ve deyişler seslendirirken aralarında minik sanatçı Deniz Kazankaya’nın da bulunduğu Aşnan Tiyatro Topluluğu sahnelediği „Ateşte Semaha Durduk“ oyunu ile büyük beğeni topladı.
AYPA
28. yıl kolaj çalışması: Erdoğan Karayel
Haber ve fotoğraflar için kaynak: BAT-Cemevi Basın ofisi / Ulaş Yunus Tosun
İlk yorum yapan olun